4 Nisan 2015 Cumartesi

Asya ve Orhan Veli :)

Bir inat anca böyle okunur :)

Ama sonra  ben ona ...
Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda?
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle ?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
Bu derde düşmeden önce.....
deyince :) pek merak ettik şairimizi ....
ve özellikle aramızdan nasıl ayrıldığına bir türlü inanamadı...tekrar tekrar anlattırdı...


Ben de seni....hem de çoooook


Bizim için biraz uzun bir ayrılıktı ...dile kolay tam 8 gece.. 7,5 yıllık birlikteliğimizde en fazla 2 gece ayrı evlerde soluk almıştık güzel papatyam...iyi geldi belki biraz ... senin 1. sınıf yeniliklerin yaş dönümlerin .. benim iş hayatındaki ekstra ekstra yüklerim derken biraz fazla küçük ergen olmuştun ben de tam bir ergen annesi modundaydım birsüredir. Bıdıbıdı bıdıbıdı....
Şimdi ikimizde de bir rahatlık, esneklik ...her gün anın tadını çıkarma hali...ben bu hallerimize bayılıyoruuuuuum ...Ben de seni çooook seviyorum


9 Kasım 2014 Pazar

Asya ve 10 kasım

 
Yarın 10 Kasım Atamızı özlemle anacağımız gün....
 
 

17 Ekim 2014 Cuma

Sular yolunu buluyor...

İlkokula başlamanın telaşlı halini geride bıraktık şükür..hem Asya hem de benim için 3,5 yıldır tüm kalbimizle inanıp güvendiğimiz bir kurumdan çıkıp yeni bir mekana ve insanlara alışmak gerçekten zor geldi. Aslında Asya'dan çok bana zor geldi. O gözüm hiç arkada değil duygusu gitmiş, yerini neyin nasıl işlediğini anlamakta zorlandığım bir düzenin belirsizliği almıştı. İlk haftalar biraz savruldum doğrusu :) bir yandan kendi işlerim bir yandan Asya'nın okula bırakılıp, alınması, beslenmesinin hazırlanması, o ödevlerine alışırken yaşanan bazen komik bazen stresli anlar falan derken 5 haftayı devirdik bile...Ben çalkalanırken ama.. karşımda bu yeni tecrübenin, ve özgürlük duygusunun tadını sonuna kadar çıkaran bir kuzu vardı. Halinden fazlasıyla memnundu.  Şimdi artık  Lale, Ela ve yavaş yavaş Talat'la elele mutlu mesut yaşıyoruz. 6,5 yıldır beklediğim an Asya'nın dudaklarından Lale Ela elele al lale diyerek döküldüğünde "bir daha söyle bir daha " demek istedim...:) ben la la la la la nın böylesi bir ahengi olduğunu meğer hiç farketmemişim :) şaka bir yana güzel sürprizli günler yaşıyoruz. Her gün yeni bir macera bazen çizik bir kol bazen kanamış bir dirsekle geliyoruz eve...büyümenin nişaneleri diyorum artık ben onlara. Tabi uyarılar yapmayı ihmal etmeden duramıyorum sadece bir teneffüs çocukların bahçeye çıkışlarını görmem yetti de arttı bile...meğer o bacaklar sadece koşmak için yaratılmış, eller de itmek , çevirip fırlatmak.... çocukların tektipleştirilmesine asla tahammül edemeyen ben geçen gün "şöyle öğretmenler bir düdük çalıverse hizaya girseler derken buldum kendimi" tabi hemen silkelendim kendime geldim :)  Kısacası biz okula bir hayli alıştık. Asya çalışma planını yavaş yavaş yapmaya başladı... Böylece diğer aktivitelere de zaman kalıyor. Bunlardan biri "sudoku". Dünyalı derginin arka sayfasındaki sudokular şu günlerde en büyük eğlencemiz.  Sayılarla arasının iyi olmasını istiyorum, korkmamasını, eğlenceli bulmasını .... sanırım sudoku bu konuda bir hayli yardımcı olacak. ..


Aktif , dinamik....
 





9 Ekim 2014 Perşembe

Hamaratım benim....bırakalım çocukların elleri hep çalışsın...
Bunları biliyor muyuz?

"Eller insanın kendini ifadesinde en duyarlı ve en etkili organlarıdır. İnsan elinin becerisinin gelişmesi, beynin biyolojik gelişimine paraleldir. İnsan beyninin düşünüp hayal ettiğini eller gerçekleştirir. Bir çocuğun parmağının ucunda 1 cm2’de 6 bin sinir hücresi sonlanmaktadır. Bu inanılmaz kapasite ile insan parmakları arasındaki bir saç kılını veya bir toz zerresini algılayabilir.
İnsan beyninde başparmak ve işaret parmağını kontrol eden hücrelerin kapladığı alan boş ve bütün duyu organlarının kapladığı alana eşit, ayağın kapladığı alandan da on kat fazladır." http://www.gencgelisim.com/v2/kategoriler/31-beden-dili/184-eller-ve-ellerin-kullanimi.html

Yine daha önce okuduğum bir makalede günümüz insanının ellerini kullanımının android işlemci aletlerdeki görüntüleri sürüklemekle sınırlı kalmasının (!) çağın sorunu "depresyon" un önemli sebeplerinden biri olduğu yazıyordu...kaynağını tam olarak hatırlayamıyorum ama sanırım adbusters'taydı

Tabi ki sadece çocuklarımız değil hepimiz ellerimizi kullanalım....
Bugün ellerimizle ne yaptık? ne oluşturduk? ....

29 Eylül 2014 Pazartesi

okullu olduk

Asya'm çoktan okullu oldu da annesi instagram'ın kolaylığına sığındı orada paylaştı ama asıl yerine yani kendi bloğuna eklemeyi unuttu. Kaç hafta oldu ...??? günler telaşla çabucak geçiyor. Okul deneyimimiz nasıl mı gidiyor. ??? Haydi kızım okula dediğimde ikiletmeden giyinip hazırlanan bir çocuk var karşımda, öğretmeni ve arkadaşlarıyla mutlu ....ama iş ödev yapma çizgi çalışması kısmına geldiğinde olay "cebren ve hile ile"ye dönüyor. Mümkün olduğunca yanında oturmamaya ve kendisine bırakmaya çalışıyorum. (Aslında yanında kalınca biraz da oyun eklersem jet hızıyla gidiyor herşey) O odasında masa başında da  ben mutfaktan ya da neredeysem oradan seslendiğimde  şöyle diyaloglar yaşıyoruz genelde .....
Anne:  Haydi kızım bitirelim artık
Asya: offf kim bir çizmeyi bilmezki bir önceki satırda yaptım ya.....
ya da ....
Anne: Haydi kızım...
Asya: Ne ...tüm sayfa mı ....neden ? iki satır yapsam olmuyor? aynı şey değil mi?

ya da ...
Anne: Asyaaaaa
Asya: Taaamaaam yapıyorum. Ama ....susadım...

Bunları yazdığımı bilse kızabilir; çünkü dün instagrama yazdıklarım için biraz laf işittim. :) Bir de artık hesap sorar olduk. ama haklı değil mi? bayağ bayağ özeli aslında...Neyse zaten bir süre sonra bloğu da asıl sahibine Asya'ya devredeceğim artık...Gelsin buyursun kendisi anlatsın. 
Az kaldı....evet inanamıyorum çok az kaldı ...Birlikte okuyup yazmamıza o kadar az kaldı ki... Bakalım ne hikayeler, şiirler çıkacak kaleminden ....ya da çıkacak mı? içimden bir ses kocaman evet diyor ama yine de bekleyelim ve görelim...

13 Temmuz 2014 Pazar

Başka Bir Okul Mümkün ????

yıllardır beklediğim oluşumun Antalya'da meyvelerini vermeye başladığını öğrenmek bir park sohbetinde 

kısmet olmuştu.. 
Dün de ilk defa toplantılarına katılabildim. Bilgilendirme içeriği taşıyan bir seminer dinledik.Hem okulun amacı özetlendi hem de okul olma aşamasında atılması gereken adımlar konuşuldu.Öncelikle Antalya BBOM un kooperatifleşmesi gerekiyor. Sonra da diğer aşamalar: okulun yeri, binası , öğretmen eğitimi vs. Alternatif eğitim modelleri tüm katılımcılardan uzun soluklu bir çalışma, istikrar, en önemlisi de şevk ve inanç bekler.Bunun için katılımcıların da birbirini iyi tanıması anlaması ortak paydalar konusunda ne kadar hem fikir olunduğunun çok net olması gerekir. Umarım Bodrum'da yakalanan bu hayal gibi eğitim modeli Antalya'da da en yakın zamanda ürünlerini verir.