17 Aralık 2012 Pazartesi

PAZAR a çok yüklenmemek lazım...

Nedir bu Pazar gününün talihsizliği ? Önce tüm aileyi büyük bir kahvaltıyla kucaklamak zorunda.... hem tüm hafta biriken işleri yapmak için zaman yaratmaya, hem de herkesi eğlendirip dinlendirmeye yazgılı yoksa mazallah nasıl dayanılır ertesi günkü sendroma... :) Son çare bir gün...tüm haftanın çilesini unutturacak yumuşak sinesinde ve yeni başlayan hengame için ihtiyacımız olan tüm enerjiyi de zerk edecek damarlarımıza ...işi zor çok zor... iki haftadır pazarları tüm görevlerinden azat ettim. Hem o kurtuldu hem de biz :) yapsak yapsak acaba ne yapsak  telaşı yok .... hem kendimiziköy kahvaltılarına atalım hem haftalık alışveriş yapılsın hem çamaşırlar dönsün hem küçük kuzu yıkansın yok artık ... oh be ...havaların da puslu sisli haleti ruhiyesi içinde artık geç saatlere kadar evde tembellik yapıp sadece bir şey için çıkmak var artık .... ve yavaş tempoda yavaş yavaş .... yaşasın beklentilerden kurtulmanın özgürlüğü,  gelsin dinginlik ....    

19 Kasım 2012 Pazartesi


haftasonumuz...Feza ve Canan Teyzemizin çifte doğımgünü kutlaması 


Bebeklerimize yaptırıdığımız bale çalışmaları



 yeni oyuncağımızla birbirinden değişik araç-gereç yapımıyla geçti...... :)


Bu arada  Asya değil ben de bu oyuncağa  bayıldım... aşağıda robot yapma yarışmamızın ürünlerini görüyorsunuz..babamızın hakemliğinde resimde sağda görünen Asya Oğuz yapımı robot kazanınca itiraz edesim geldi desem....bence hakem taraflıydı :)

29 Ekim 2012 Pazartesi

Bayram coşkusu

Çok güzel geçen Kurban Bayramı tatilinin ardından, bugün Antalya'da harika bir Cumhuriyet Bayramı coşkusu yaşadık. Caddeler boyu insandık, bayraklarla, mumlarla ışıl ışıldı heryer. Maalesef Asya bizimle değildi. Gece ve yoğun katılım, olası bir izdiham vs. babanesine bıraktık kuzuyu. Ama inşallah böyle nice güzel kutlamalarda birlikte olacağız.

25 Ekim 2012 Perşembe

22 Ekim 2012 Pazartesi

Çocuk zirvesi

Çok yoğun bir cumartesiydi.... sabah bale kursuna başladı Asya.... Daha önce 5-6 ay kadar jimnastiğe gitmişti. Bacaklarımı açıyorlar canım yanıyor deyip bırakmıştı. Balede de aynı akıbetin kendisini beklediğini yakında anlayacak bakalım ne yapacak :) Bu sefer benim hiç müdahalem olmadı. Baleye başlamak tamamiyle kendi fikriydi. Umarım zevkle ve şevkle devam ederiz.

Öğleden sonra Uluslararası Çocuk Zirvesi etkinliklerindeydik. Yer Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin içi dışı bahçesi ....Dinazora bindi, kumda içinde dinazor olan toplar aradı...
 Kuş yemliği nasıl yapılır dinledi, izledi....
 Üniversiteli oldu !
 Yoga yaptı :)
 Devekuşu yumurtası elledi..
 Engelli kardeşlerimizden oluşan bir ritm topluluğunun  harika konserini izledi
 Arada parka kaçıp tırmandı...

 ve bol bol poz verdi... 5 buçuk saat ayaklarımıza kara sular indi ama değdi doğrusu harika bir gün geçirdi ...

14 Ekim 2012 Pazar

gönderilemeyen yorum :(


Uzun uzun yazmıştım ...Bir Dolap Kitap sormuş ben yanıtlamıştım. Ama yorumu gönderirken sürekli hata verdi :( Buraya eklemek şart oldu artık..
Merhabalar :)
Asya'nın doğumundan beri hayatımızdaki en vazgeçilmez aktivite "kitap okumaları" oldu. Asya da her okumayı seven ebeveyn çocuğu gibi kitaplarla çok erken tanıştı. İlk anlamlı bakışlarına, oturuşuna, emekleyişine eşlik etti kitaplar ve dergiler. Bezden olanları, plastik banyo kitapları,  seslisi sessizi resimlisi ve hatta annesinin "resimsiz" dostları.... hep kitaplarla   çevrili oldu Asya belki de annesinin en severek ve en kolaylıkla  kotarabildiği zaman geçirme yöntemi olduğu için :) Asya'ya uykudan önce çok kitap okudum ama en fazla arzulanan kitabımız bir dönem " Kim korkar mavi kurttan" oldu. Ayrıca Meraklı Minik dergileri de tekrar tekrar okunanlardandır. Aslında yeni alınan kitaplarımız en az bir hafta başucumuzda olur ve tekrar tekrar okunur.
Asya en çok benim ona okumamdan ve dinlemekten hoşlanır. Meraklı minik okuyorsak soru cevap seansımız olur. İngilizce okuyorsam bazen onun cümleleri tamamlamasını isterim.Ancak keyfi yerindeyse yapar :) aksi halde yine sadece dinler.
Uykudan önce okumalarında en çok hoşuma giden şey Asya'nın sorular sorması, benim ses oyunlarımı taklit etmesidir
Uyku öncesi okumaları pek çok anne gibi benim içinde Asya'yla vakit geçirmenin en güzel yollarından biri. Son zamanlarda -aslında Asya 4 yaşını bitirdiğinden beri-kitap okumaya dair bazı davranış değişikliği hedeflerini de barındırıyor bu güzel saatler...Bunlardan biri kitap ayracı kullanmayı ve kitap okumanın tek seferlik değil günlere bölünebilen bir aktivite de olduğunu göstermek. Bunu kalın öykü kitaplarıyla yapıyoruz. İlk öyküden başlayıp, o gece kaldığımız yere ayracımızı koyup ertesi gün kaldığımız yerden devam ederek. Tabi ki Asya sevdiği ama sırada olmayan bir öyküyü isteyebiliyor. Onu aradan seçip okuyabiliyoruz ama yine ayracımız sıradaki öyküde kalıyor. Bir de resimsiz -az resimli- kitaplara da arasıra yer verip, anlatılan hikayedeki sahneyi hayalinde canlandırmaya çalışmasına yardım etmek.... küçükken çok kitap okuyan ama sonra soğuyan çocuklar olduğunu duyuyorum; sebebi görsel sunuma çok alışmaları da olabilir diye düşünüyorum. Yaşı gereği çok sık olmasa da resimsiz kitapları da ritüelimize katmaya çalışıyorum bu yüzden.
Uyku öncesi kitaplarını hemen hemen her zaman Asya seçer. Bazen uzun süredir okumadığımız kitapları tekrar okuyalım diye ben de seçme işine müdahil olurum.
İşte bizim okumalarımız böyle...
Çok teşekkürler


açık hava bol gıda

Evet ille de doğada olmalı çocuk ...çünkü ancak o zaman mümkün oluyor  hiçbirşeye ihtiyaç duymaksızın içlerindeki mucidi, sihirbazı, sanatçıyı ya da bilimadamını ortaya çıkarması bu küçük ufaklıkların...
kah abra kadabra diyerek kaldırıyor bir taşı ve altında gizlediği renkli küçük bir çakıltaşı ya da denizkabuğu oluyor...... kah elinde taşıdığı araba güneşliği açılıp da rüzgarda savrulunca aklına geliyor onu bir uçurtma gibi uçurmak.....her tür akrobasi talep ediliyor.... çantamızdaki saplı ayna bir bakmışsın kürek olmuş çukurlar açıyor. ... aynı ufaklık o saatlerde evde olsa  aldığı ilaçlardan mayışmış bir halde tv karşısında pinekliyor olurdu... tüm aburcuburları yemek aklına gelirdi .... fırsat buldukça değil o fırsatı yarata yarata hep kaçmak lazım doğaya....

7 Ekim 2012 Pazar

ağaç altı

Asya kampüste

eylül-ekim ayları Antalya'nın en keyifli zamanları  

kitap fuarı

Bugün Antalya kitap fuarındaydık ve bu 4 harika kitapla döndük...özellikle hikaye kitaplarımıza bayıldık....çok keyifli bir o kadar da düşündüren hikayeler ...

fotoğrafçı

Asya'nın denklanşöründen.... bugünlerde fotoğraf çekmeye pek meraklıyız da... 









28 Eylül 2012 Cuma

kendin yap anne pişirsin


Artık top köfteler hep Asya'dan...:) var mı isteyen ???

10 Eylül 2012 Pazartesi

23 Ağustos 2012 Perşembe

15 Ağustos 2012 Çarşamba

ufak tefek ondan bundan

sanayideyiz ailece, arabamızın lastikleri değişiyor....usta yamağının lastiği döndürerek götürüşünü izleyen Asya :
-aaa tıpkı benim su damacanasını çevirmem gibi deyiveriyor...
herşeyi ve her gördüğünü yapmak istiyor . Orada çalışan ufak çocuğu kendisine yakın bulduğu için bende onun gibi vidaları çevirebilirim arabanın altına girebilirim... ve giriyor da çağırıyorlar gel bak diye ilgiyle bakıyor...derken dizi dizi İngiliz anahtarları tornavidaları vs. görünce yine
-a tıpkı benim tamirlerim gibi diyor bu sefer...
bayılıyor birşey tamir edilirken seyretmeye .... bende hoşlanıyorum onun bu ilgisinden .... eliner yakışıyor sonra oyuncak tornavidalar, makas, plastik iğne ....
çok seviyorum onu böyle şeylerle meşgul görmeyi. Bebeklere de yer var o güzel çocuk dünyasında tamir aletlerine de....
Sonra ayrılıyoruz sanayiden benim aklımda yaz tatilini çalışarak geçirmek zorunda kalan o küçük çocuk. 10 kardeşler 6'sı erkek 4'ü kız. Hepiniz çalışıyormusunuz diyorum evet diyor. Maşallah. kızlar ne iş yapıyor diyorum.Bulaşık yıkıyor televizyon izliyorlar diyor. Evdeler, anlıyorum. Onlara biçilen görev bulaşık yıkamak anca. Derdim gencecik yaşta çalışsınlar değil elbet ama böyle atıl kalmasın kızlar ömür boyu...baba ocağından koca ocağına bulaşık yıkamaya gitmesinler eteklerinde 10 çocukla .... aklımda bunlarla ayrılıyorum oradan....
Asya uykusu başına vurmuş giderayak babasını da beni de zıvanadan çıkartmanın keyfiyle oturuyor arkada....:)
Şu sıralar Elif Şafak'ın "firarperest"ini okuyorum.... pek güzel yazmış söylemiş: kadınlık halleri, insanlık halleri, dünya halleri...... akla, gönüle yüreğe dokunan yazılar ...... tavsiye ederim. Pek çok kitabını okudum Şafak'ın o sufi dilini, berrak aklını seviyorum. Pek keyif alıyorum kelimeleriyle yol almaktan

9 Ağustos 2012 Perşembe

tam tatilci....



Antalya'dan tebdil-i mekanda ferahlık olur diyerek 1 hafta önce Belek'e gelişimizin üzerinden 1 hafta geçti. Eşim çalışırken ailece beraber olabilelim diye aldığımız bu karar en çok Asya'ya yaradı. Ben okula gitmek için hergün 2 saat direksiyon sallayayım babası gece geç saatlere kadar çalışsın heyhat kimin umurunda bizimki ben yokken babayla otelin keyfini çıkarıyor...hertür animasyon park vs. faydalanıyor, benleyken de havuz sefasına diyecek yok...
Bu yaz Asya tam birtatilci oldu

n

5 Ağustos 2012 Pazar

şu sıralar elimizde

Asya belki de her çocuk gibi yaz tatilinde TV izlemeyi biraz abarttı. Özellikle Tekirdağ'da deniz vs aktivitesi de yapamayınca saatlerce ekrana zamklandı diyebilirim. Ben de antalya'ya döner dönmez hem eli kolu çalışsın hem ince motor hareket pratiği olsun odaklansın vs diye Mothercare'den çok güzel oyuncaklar aldım. Biri resimde görülen dikiş seti. Asya da çok sevdi ama ben bayıldım. asya'dan gizli yaptığım oldu. :) Delikli kartlar üzerinde çocuk dikiş pratiği yapıyor Plastik bir iğnesi var. Asyanın ipliği geçirirkenki hali çok komik. Renkli boncuklar var süslemek için hep dikerek. En sonunda resimleri boyuyor. kartlar elde ediliyor. Setin adı ELC Stich and Framecards. Asya'nın ilgili fotolarını henüz çekemedim. Sonraya kalsın





Buna ek olarak bir kutu makara+iplik, renkli büyük düğmeler ve yine ipliklerden oluşan iki oyuncak daha aldım. Onlara çok ilgi göstermiyor. Ama ben yine de oynamsı için teşvik ediyorum. Bazen kolye falan yapıyor makaraları dizerek, düğüm atmayı öğreniyor. Bence harikalar
Şu sıralar Mothercare de indirim olduğu için hepsini yarı fiyatına aldım. Bu da artı bir güzellik oldu. Yoksa bir kutu makara ve ayakkabı bağı gibi bir ip için fiyatı pahalıydı.
İşte böyle ..anlamlı oyuncak almak isteyenlere duyurulur :)

inişli çıkışlı

Asya'yla bir süredir inişli çıkışlı bir birliktelik yaşıyoruz :) !!!
bunda 1,5 aydır değişik yer ve mekanlarda ama hiç ayrılmaksızın birlikte oluşumuzun, sıcakların, yazın değişen huyların, benim premans'ımın :), büyüklerin sağlık sorunlarının, ve yine sıcakların, maalesef düzensiz ev hayatımızın , ve sıcakların etkisi büyük...
o yüzden pek bloga da yazmak istemedi canım bir süredir tatil fotoları ve küçük vecizelerle yetindim. Oysa bahsetmek istediğim bir sürü şey var. Asya kuzusu büyürken artan inatçılığının yanısıra pek çok şeyi daha kattı hayatına. Bunların en büyüğü artık yüzme öğrenmiş olması.
tatil öncesi çocuk havuzunda dalmaya başlamıştı. tatil dönüşü bu faaliyeti büyük havuza taşıdı ve kolluklarını hepten attı. Artık dalıp çıkan, kulaçlayan burcuna yakışan "bir balık kızım var" o benim denizkızım. Suyu inanılmaz seviyor. Kendine suda çok güvenmesi bizi korkutsa da tek çaremiz sürekli yanında olmak. Kendine güvenini anlamlandıramayacağı korkutucu uyarılarımızla zedelemek istemiyorum. Ona eşlik etmek yorsada en doğru olanın bu olduğuna inanıyorum.
Bunun dışında dil tam bir pabuç .... bizden duyduğu herşey maalesef yine bize dönüyor. trafikte sürekli sansür var artık dilimizde :)
tesellileri ve ilgisini göstermesine bayılıyorum
İstanbul'a uçarken tirbulansta ben biraz telaşlanınca... "Korkma anne bu uçak sadece uçuyor korkma"demesi . Geçen hafta hastalandığımda yanıma uzanıp eliyle ateşime bakıp eli alnımda benim ona yaptığım gibi dua okuması.... bir ömre bedel anlar
ama sonra evet artık bayağ büyüdü olgunlaştı diye düşünüp benzer olgunlukları eve gitme vakti geldiğinde oyundan kalkması gerektiğinde gösteremeyince yaşadığım şaşkınlık, sonrasında çatışmalarımız .... bazen çabucak tatlıya bağlanması, bazen yüreğimi burkan haller alması ...
annelik bir süredir benim için bir sorgu sual kızımın kişiliğine saygı göstermekle onun kaprislerine boyun eğme arasındaki çizgi nerede, nereye kadarı şımartmak nereye kadarı saf bir sevindirme, bu buram buram özgüven!!! taşıyan herşeyi ben yaparımcılıklar nereye kadar tolere edilmeli ..... Asya'yı büyütürken en çok içgüdülerime güvendim, ona yakın olmaya, etkili iletişim kurmaya, iyi dinlemeye, iyi gözlemlemeye çalıştım, meyvelerini de aldım. Çok uzun süreli sendrom dönemleri yaşamadık.
Umarım son dönemlerde bizi sık sık yoklayan şu inatçılık krizlerini de daha güzel çözmenin (küçük sürprizler vaad ederek ya da kızarak) değil bir yolunu bulurum.Sanırım konuşurken itina ettiğim göz hizası ilkesini ruh hizasında da uygulamayı ihmal etmemeliyim.
Bakalım....


29 Temmuz 2012 Pazar

sıcaaaaaak

Bu sıcakta sadece olduğum yerde kalabilsem .... bulduğum ufcık bir esintiye sığınıp öylece kalabilsem ve sadece kendimle...

26 Temmuz 2012 Perşembe

tatil fotoları her telden 1

fotoğraf makinemin azizliğine uğraya uğraya yaptık tatilimizi... ne zaman yenisini almak için bir tekno mağazaya girsem o gün çalıştı benim emektar... bırakma beni dercesine :) o yüzden pek çok kareyi yakalayamadan alakalı alakasız anlarda foto diyerek bitirdik tatilimizitekirdağ
Asya ilk kez sinemaya gitti ve benim en favori animasyon filmime :(
ablamla manzaraya karşı ...
dar sokaklarda ...

tatil fotoları her telden 2

Dede evinde Asya'dan pozlar


kuzenimin kına gecesinden, Asya ve Nehir ortadaki fıstık Sanem artık tam bir genç kız
Asya Nehir'in gelinliğini denedi...pek bir kurum kurum kuruluyoruz :)
Asya ve Nehir kanka
İstiklal ...