29 Nisan 2010 Perşembe

biraz musiki efenim

kesmece yapıştırmaca


akşam aktivitelerimizden biri... anne keser Asya yapıştırır...balığın kuyruğundaki parçaların yapiştırılması Asya'ya ait... kitap okuyan kızdaki çıkartmalar anne yardımıyla yerine konulup minik parmak darbeleriyle yapıştırılmıştır.:)

27 Nisan 2010 Salı

oyun

Sebnem işten gelmiştir, ayrıca spor yapmıştır çok yorgundur, yatakta biraz uzanmaktadır
Asya:Anne hadi kalk
Şebnem: Tamam annecim bir 5 dakika lütfen
Asya : Hadi kalk anne
Şebnem: Tamam bebeğim biraz sonra
Asya: Artık seninle oynamak istemiyoyum anne ..
Şebnem: Ama neden?
(roller bazen değişir böyle :)

25 Nisan 2010 Pazar

yeni komik bir diyalog daha

Baba: Kızım ne yapalım şimdi?
Asya : HMmmmmm bir fikrim var. Şimdi gidicem ve giyinicem
Baba : ???? :)

seninle herşeyin zevki başka artık asya.. dakikalarca minibüs beklemenin,hızla geçen şehir görüntüsünü beraberce kucak kucağa izlemenin, elele tutuşup caddelerde dolaşmanın, ev ziyareti yapmanın, 5 dakikalık yürüme mesafesini 15 dakikada katetmenin ama daha önce hiç farkedilmeyen o halıcının, elektrikçinin, ayağımıza kadar gelen kuşların yeni açılan kafelerin, dükkanların farkına varmanın ... seninle en basit eylemler artık bir heyecan, merak, neşe kaynağı... şimdi anlayamıyorsun belki ama sana çok müteşşekkirim annecim, yeniden kaydırağa binebildiğim, kumsalda koşabildiğim, yolda yürürken şarkı söyleyip, zıplayabildiğim ve diğer pek çok yine yeni yeniden için ...:)

23 Nisan 2010 Cuma

23 nisan neşe doluyor insan


Bütün çocukların ve hep çocuk kalanların bayramı kutlu olsun :)



bu arada balon resmi http://syotha.blogspot.com/2009/01/this-and-that.html adresinden

22 Nisan 2010 Perşembe

yerim seni...

Bir kaç gündür dilinde Asya'nın kendisine aylardır -bizim tarafımızdan - yöneltilen ifadeler... işte bu yüzden sabahları Asya kız babasına :yerim seni Baba...Bana da: Yerim seni sosis deyip duruyor :)bu papağan hali ne kadar da eğlenceliymiş böyle...en komik ifadeleri söylet diyor içimden cin bir ses bazen:)
ve o diyaloglar bir de onlara bayılıyorum ..
Asya : Nereye gidiyosun anne?
Sebnem : İşe kızım
Asya : Ama neden?
Şebnem: Sana oyuncak almak için ... :)(daha ilk neden sorusunda işte böyle sınıfta kalınır!!!!)

Bir başkası:
Asya : Nereye gidiyosun anne?
Şebnem: Spora kızım
Asya: Ben de spor yapicam .(yere yatılır anında ve ayaklar hareket ettirilir bir o yana bir bu yana ..:)

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Herhangi bir telefon görüşmesi yapıp kapadığımda...
Asya: Nereye gidiyoz anne?
Şebnem: Bir yere gitmiyoruz annecim arkadaşımla konuşuyordum.
Asya : Ama neden??
Sebnem : Çünkü bu gün yeterince dışarıda oynadık ...şimdi evde oynayacağız annecim..
(evde oyun demek.....)
Asya : Hadi bıcı bıcı yapalım...(hemen tişört kaldırılır çıplak göbeğe vurulur..en yakındaki plastik oyuncak alınır ) O da gelsin ....
Şebnem: Annecim hava serin şimdi banyo yapmayacağız
Asya : Ama neden?
Şebnem: ("Tospağ senin deden" diyemez tabi) Hava serin annecim ondan üşürsün...

...............................

21 Nisan 2010 Çarşamba

uğur böceği

havasına suyuna, taşına toprağına ....




benim küçük deniz şehrimde, çocuk olmak gün boyu dışarıda oynamak, yaşlı teyzelerin bastonlarına hedef olmak pahasına komşu bahçelerden erik çalmak, ağaçlara tırmanmak, duvarları aşmak, o arka mahalledeki büyük dut ağacının dallarından sallanmak, yakar topla kızaran kollar bacaklar, küçük mermer parçalarıyla oynanan seksekler, kemik aşıklar minik lastik toplar, ağaç dallarından yapma bebeklerle oynanan evcilikler, çamurdan yapılıp kurutulan kapkacaklarda pişirilen hayali yemeklerle ağırlanan misafirler demekti.... eski hurdaya dönmüş kamyon kasasında sahnelenmesi planlanan ama utangaç bir arkadaşın "sahne" korkusu nedeniyle iptal edilen o tiyatro oyunu, yukarı mahallenin çocuklarına satılan biletlerin geri verilmesiyle uğranan o ilk hayal kırıklığı demekti.... turk filmleri hayranı o arkadaşın gazeteden kestiği Türkan Şoraylarla Cüneyt Arkınları öpüştüre ağlata oynattığı öğleden sonra "arkası yarınları" demekti... pazar sabahları radyo başında dinlenen piyesler ..ve en son bölümlerde her zaman elektrik kesintisi demekti ....çocuk olmak kiraz mevsimi kulaklara takılan bir çift kiraz, erik mevsimi tuza banarak yenen en tazesinden ekşi erik ve arkasından bol karın ağrısı, üzüm mevsimi, öncesinde daldan koruk koparılan bitiminde bahçelerde içinde kaynayan kazanlardan parmak daldırılıp yenen bulama , kış mevsimi damlardan sarkan buzlar, portakal sandıklarından kızaklar, içine hep ve her zaman su alan botlar demekti ...
her gün cizgi film izlemek degildi cocuk olmak demek, istedigin meyveyi istedigin her zaman yemek degil, istedigin oyuncagıysa hic degil o yüzden uyunurdu yeni giysiler ve pabuçlar başucuna konup bayram akşamları, o yüzden sayılırdı tekrar tekrar bez mendillerin arasındaki bayram harçlıkları..
cocuk olmak bol neşe, kahkahaydı ama beklemekti de hasret kalmaktı....
şimdi bu büyük deniz şehrinde büyüyor kızım .... Asya için çocuk olmak hergün dışarıda koşmak, parka gitmek demek, denize çakıl atmak, kumda oynamak,bol kahkaha dans demek ... ama daha çok gidebilmeli küçük deniz şehrime ah keşke kiraz mevsiminde ... ya da kışın doğa beyaz örtüsüne büründüğünde ..daha çok gidebilmeli dokunabilmeli Asya, az da olsa annesinin tarihine...

17 Nisan 2010 Cumartesi

oyun hamuruna bayılıyoruz

meraklı minik kitaplarımız


meraklı minik dergisinden kestim, diktim, kapladım... Asya'nın şu sıralar en sevdikleri bu minimini kitaplar : Çiftlikte bir sabah ve Fillerin yolculuğu

???

Asyacım bugun hızını alamayıp gardroba tırmanmaya çalışırken yakaladım seni ...ve çok canın sıkılmıstı basaramadıgın icin..."anne yapamıyorum " dedin.:)
bunu da simdilik yapama annecim ..kendi başına yemek yiyor, çiçek suluyor, banyoda heryeri ıslatmak pahasına da olsa ayaga kalkıp bir elinde sabun acemice de olsa yıkanıyorsun, parklarda büyük kücük kaydıragı demeden hepsinden kayıyorsun, tırmanma demirlerini zıp zıp çıkıyorsun, tahteravalliye de kendi başına biniyorsun... normal bir insan evladı olarak da düz duvara tırmanma annecim onu da yapama ...en azından şimdilik :)

13 Nisan 2010 Salı

suluboya ???

dans dans dans

bugünlerdeki en favori parçamız ...ve asya



bir demet asya

ceyda teyzesi sana derlendi bu resimler ..merak ediyordun ya kuzunun saçları uzadı mı diye iste durum budur...bol öpücükler

biraz da ben

Asyanın blogu ...evet...önüm arkam sağım solum asya evet... ama yok mudur benim icin de birazcık yer canım ???

9 Nisan 2010 Cuma

Asya üniversiteli :)



Bakıcı teyzemiz izinli olunca ... Asya'ya uzun zamadır verdigim sözü tuttum ve bugün okula götürdüm. Cok keyifli bir 3 saat geçirdik. İlk kez işyerime kızımla gitmek benim icinde degisik bir duyguydu. Yıllardır bilirim yaz aylarında okul kreşe döner. Malum adımız "öğretmen" olsa da yaz taillerinde sanılanın aksine 2 ay izinli değiliz.Dolayısıyla okulu ya da kreşi tatil olan çocuklar hep bölüm de buluşurlar anneleriyle. Bu yaz Asya'da rahatlıkla bu kervana katılacak gibi zira hic sorunsuz bir 3 saati ofisimde tamamladık. Tabi acil durum sıkılmalarına karşı yanıma Caillou cd si, 1 paket ciklet ve jelibon topik almıstım :)ehh her yer zaten kalem kagıtla da doluydu...ve bir sürü okutman arkadas, ögrencilerim derken sıkılmaya zaten vakit de bulamadı. O film izlerken ben de sınav kagıtlarına bakma fırsatı buldum. Malum vize haftalarındayız ve bu sefer kagıtlar bana ben onlara bakıyordum ...oysa sınav ertesi 2-3 gune okur bitirirdim eskiden ..bu dönem cooook yogun geciyor. Toefl derslerinden hicbirseye fırsat kalmıyor .. bu yuzden 1 sınıfın yarısının sınav kagıtlarının ön yüzünü bitirebilmek bugün icin büyük bir başarıydı...
Ve dahası mı ...seviyorum Asya'nın dilinde okul, ders, kitap, kalem sözlerini duymayı... sevsin istiyorum cok sevsin ögrenmeyi ... bu berbat egitim sistemine ragmen hayatta kalabilsin ileride ...bilgi edinmenin hazzıyla yansın yüregi hep ... ve ne kadar bildikce aslında o kadar az bildigini anlayıp sevkle devam etsin arastırmaya ogrenmeye ...
Cok korkuyorum ugrunda degil ölecek, yaşayacak bile idealleri olmayan nesiller yetiştiren bu çarkın dişlileri arasında ezilmesinden, cok korkuyorum tüketmeye sadece tüketmeye meyilli bu düzenin bir parçası olmasından çünkü kolay kolay izin vermez bu sistem azla kanaat etmeye, küçük ayrıntılarla mutlu olmaya ve hayatta sadece kendini kendine rakip görmeye ...
Uzun lafın kısası cok güzel bir gündü :)

şaşırtıyorsun ...

Oyuncakcıda gecen su diyalogtan sonra :
oyuncak bakacagımız kısımdaki kisiye
Asya : Pardon gecebilir miyim? demişsti 1 ay kadar önce
ve gecen gece pizzacıda
Asya: Anne ben su içicem
Anne: Tamam kızım meyve suyunu bitir isteyelim
Asya : Ben su icicem
Anne : Tamam kızım meyve su....
Asya : (arkaya doner ) ve ....bakar mısınız? Bana bir bardak su getirir misiniz der...ne bir eksik ne bir fazla ..
Anne öylece kalır ...eeee sen vermezsen ben istemeyi bilirim demis olur Asya'da böylece :)

6 Nisan 2010 Salı

kampüse bahar geldi... hosgeldi

pop-up kitap denemesi :)

montessori aktiviteleri sayfasından aldıgım ilhamla ilk kitap denememi gerceklestirmis bulunuyorum Asyacım..cizim özürlü ben için en güzeli kes yapıştır ... Caillou kitap kapağımız ve içindeki zıplayan Caillou asya'nın dogumgünü davetiyelerinden arta kalanlarla, en sevdigimiz hayvanlar Meraklı minik dergisinin ciftlik maskesi materyalleriyle yapıldı :) Sabah mama sandalyesinde Asyayı beklediler ... umarım hala duruyorlardır cünkü asya el yapımı oyuncakların cazibesine dayanamayıp onları sevgiye boguyor :) ve aksam elimde cıkartma sanılıp "cıkartılmaya calısılmıs" resim parcacıkları bulabiliyorum... bakalım aksama görecegiz .. begendin mi annecim soruma "begendim" yanıtını almak en güzel tesekkur oldu .

iyi ki dogdun Daren...

üc silahsörler yine bir kutlamada :) Asyanın dliyle amcamızın kızı "Dalen" 3 yasını bitirip 4 'e adım attı... nice yıllara Darencim
Asya İrem ve Aria'yla Kemer yakınlarında bir gozlemecide pazar keyfinde....

haydi spor yapalım

kilo verme cabalarım Asya'yı da spora alıstırdı gibi gorunuyor... :)haydi spor yapalım anne bir iki üç..