9 Kasım 2014 Pazar

Asya ve 10 kasım

 
Yarın 10 Kasım Atamızı özlemle anacağımız gün....
 
 

17 Ekim 2014 Cuma

Sular yolunu buluyor...

İlkokula başlamanın telaşlı halini geride bıraktık şükür..hem Asya hem de benim için 3,5 yıldır tüm kalbimizle inanıp güvendiğimiz bir kurumdan çıkıp yeni bir mekana ve insanlara alışmak gerçekten zor geldi. Aslında Asya'dan çok bana zor geldi. O gözüm hiç arkada değil duygusu gitmiş, yerini neyin nasıl işlediğini anlamakta zorlandığım bir düzenin belirsizliği almıştı. İlk haftalar biraz savruldum doğrusu :) bir yandan kendi işlerim bir yandan Asya'nın okula bırakılıp, alınması, beslenmesinin hazırlanması, o ödevlerine alışırken yaşanan bazen komik bazen stresli anlar falan derken 5 haftayı devirdik bile...Ben çalkalanırken ama.. karşımda bu yeni tecrübenin, ve özgürlük duygusunun tadını sonuna kadar çıkaran bir kuzu vardı. Halinden fazlasıyla memnundu.  Şimdi artık  Lale, Ela ve yavaş yavaş Talat'la elele mutlu mesut yaşıyoruz. 6,5 yıldır beklediğim an Asya'nın dudaklarından Lale Ela elele al lale diyerek döküldüğünde "bir daha söyle bir daha " demek istedim...:) ben la la la la la nın böylesi bir ahengi olduğunu meğer hiç farketmemişim :) şaka bir yana güzel sürprizli günler yaşıyoruz. Her gün yeni bir macera bazen çizik bir kol bazen kanamış bir dirsekle geliyoruz eve...büyümenin nişaneleri diyorum artık ben onlara. Tabi uyarılar yapmayı ihmal etmeden duramıyorum sadece bir teneffüs çocukların bahçeye çıkışlarını görmem yetti de arttı bile...meğer o bacaklar sadece koşmak için yaratılmış, eller de itmek , çevirip fırlatmak.... çocukların tektipleştirilmesine asla tahammül edemeyen ben geçen gün "şöyle öğretmenler bir düdük çalıverse hizaya girseler derken buldum kendimi" tabi hemen silkelendim kendime geldim :)  Kısacası biz okula bir hayli alıştık. Asya çalışma planını yavaş yavaş yapmaya başladı... Böylece diğer aktivitelere de zaman kalıyor. Bunlardan biri "sudoku". Dünyalı derginin arka sayfasındaki sudokular şu günlerde en büyük eğlencemiz.  Sayılarla arasının iyi olmasını istiyorum, korkmamasını, eğlenceli bulmasını .... sanırım sudoku bu konuda bir hayli yardımcı olacak. ..


Aktif , dinamik....
 





9 Ekim 2014 Perşembe

Hamaratım benim....bırakalım çocukların elleri hep çalışsın...
Bunları biliyor muyuz?

"Eller insanın kendini ifadesinde en duyarlı ve en etkili organlarıdır. İnsan elinin becerisinin gelişmesi, beynin biyolojik gelişimine paraleldir. İnsan beyninin düşünüp hayal ettiğini eller gerçekleştirir. Bir çocuğun parmağının ucunda 1 cm2’de 6 bin sinir hücresi sonlanmaktadır. Bu inanılmaz kapasite ile insan parmakları arasındaki bir saç kılını veya bir toz zerresini algılayabilir.
İnsan beyninde başparmak ve işaret parmağını kontrol eden hücrelerin kapladığı alan boş ve bütün duyu organlarının kapladığı alana eşit, ayağın kapladığı alandan da on kat fazladır." http://www.gencgelisim.com/v2/kategoriler/31-beden-dili/184-eller-ve-ellerin-kullanimi.html

Yine daha önce okuduğum bir makalede günümüz insanının ellerini kullanımının android işlemci aletlerdeki görüntüleri sürüklemekle sınırlı kalmasının (!) çağın sorunu "depresyon" un önemli sebeplerinden biri olduğu yazıyordu...kaynağını tam olarak hatırlayamıyorum ama sanırım adbusters'taydı

Tabi ki sadece çocuklarımız değil hepimiz ellerimizi kullanalım....
Bugün ellerimizle ne yaptık? ne oluşturduk? ....

29 Eylül 2014 Pazartesi

okullu olduk

Asya'm çoktan okullu oldu da annesi instagram'ın kolaylığına sığındı orada paylaştı ama asıl yerine yani kendi bloğuna eklemeyi unuttu. Kaç hafta oldu ...??? günler telaşla çabucak geçiyor. Okul deneyimimiz nasıl mı gidiyor. ??? Haydi kızım okula dediğimde ikiletmeden giyinip hazırlanan bir çocuk var karşımda, öğretmeni ve arkadaşlarıyla mutlu ....ama iş ödev yapma çizgi çalışması kısmına geldiğinde olay "cebren ve hile ile"ye dönüyor. Mümkün olduğunca yanında oturmamaya ve kendisine bırakmaya çalışıyorum. (Aslında yanında kalınca biraz da oyun eklersem jet hızıyla gidiyor herşey) O odasında masa başında da  ben mutfaktan ya da neredeysem oradan seslendiğimde  şöyle diyaloglar yaşıyoruz genelde .....
Anne:  Haydi kızım bitirelim artık
Asya: offf kim bir çizmeyi bilmezki bir önceki satırda yaptım ya.....
ya da ....
Anne: Haydi kızım...
Asya: Ne ...tüm sayfa mı ....neden ? iki satır yapsam olmuyor? aynı şey değil mi?

ya da ...
Anne: Asyaaaaa
Asya: Taaamaaam yapıyorum. Ama ....susadım...

Bunları yazdığımı bilse kızabilir; çünkü dün instagrama yazdıklarım için biraz laf işittim. :) Bir de artık hesap sorar olduk. ama haklı değil mi? bayağ bayağ özeli aslında...Neyse zaten bir süre sonra bloğu da asıl sahibine Asya'ya devredeceğim artık...Gelsin buyursun kendisi anlatsın. 
Az kaldı....evet inanamıyorum çok az kaldı ...Birlikte okuyup yazmamıza o kadar az kaldı ki... Bakalım ne hikayeler, şiirler çıkacak kaleminden ....ya da çıkacak mı? içimden bir ses kocaman evet diyor ama yine de bekleyelim ve görelim...

13 Temmuz 2014 Pazar

Başka Bir Okul Mümkün ????

yıllardır beklediğim oluşumun Antalya'da meyvelerini vermeye başladığını öğrenmek bir park sohbetinde 

kısmet olmuştu.. 
Dün de ilk defa toplantılarına katılabildim. Bilgilendirme içeriği taşıyan bir seminer dinledik.Hem okulun amacı özetlendi hem de okul olma aşamasında atılması gereken adımlar konuşuldu.Öncelikle Antalya BBOM un kooperatifleşmesi gerekiyor. Sonra da diğer aşamalar: okulun yeri, binası , öğretmen eğitimi vs. Alternatif eğitim modelleri tüm katılımcılardan uzun soluklu bir çalışma, istikrar, en önemlisi de şevk ve inanç bekler.Bunun için katılımcıların da birbirini iyi tanıması anlaması ortak paydalar konusunda ne kadar hem fikir olunduğunun çok net olması gerekir. Umarım Bodrum'da yakalanan bu hayal gibi eğitim modeli Antalya'da da en yakın zamanda ürünlerini verir.  

DİKKAT DİKKAT

eveeeet tikkat tikkat :)
Artık bu evde 
sabahları evin minik kahvaltı alışverişini sitenin marketinden yapabilen...
duşunu tüm detaylarıyla - saç yıkama , krem vs. - kendi alabilen (şu sıralar bu işlemin günde en az iki kez olduğu düşünülürse benim içim harika bir rahatlama :))
evin bilimum ev işlerinde anneye yardım edip...babayı da bu konuda sıkıştırabilen (benim küçük avukatım)
akşamları balkonda mum ışığında ve güzel müzik eşliğinde çekirdek çitleyerek ! anneye arkadaşlık eden....
bir küçük hanım varrrr 

1 Haziran 2014 Pazar

İlk Diploma


Canım kuzum ilk diplomanı aldın.Dilerim bundan sonraki eğitim yaşamında da aynı mutluluğu, başarıyı, ve tüm diğer güzellikleri yaşarsın...

16 Mayıs 2014 Cuma

Soma

 Daha ne acılar göreceksin canım ülkemin canım insanları ......

4 Mayıs 2014 Pazar

muhteşem pazar

Son bir kac haftadır bayramlardı, Asya'nın jimnastiğiydi, Aikido'suydu haftasonu gezmeleriydi vaktimizin çoğunu dışarıda geçirir olduk.Malum güzel havalar da cabası..... ayrıca aktif dinamik ve enerjik bir yaşamı seven genlerim kızıma da geçtiğinden analı kızlı aktivitelerimiz bazen evin yolunu zor buldurur cinsten haller aldırdı bize nicedir.Derken  bedenim hafta içinde çok nadir verdiği yorgunluk sinyallerini verir oldu.Sanırım bu yüzden bu pazar sabahı tembelliğim tuttu da tuttu.9-10 gibi uyanmama rağmen Asya'nın kahvaltısını hazırladığım 10-15 dk dışında yataktan çıkmadım neredeyse öğlene kadar.Asya kah nidalar atıp üzerime atladı, kah kitaplarını getirip okumamı istedi, kah bana bebekliğini anlattırdı ama kalkmam konusunda ısrarcı olmadı.Valla ben de uyudum uyandım bir döndüm kitabımı okudum bir döndüm Asya'yla kikirdedim...çooook uzun zamandır hasretini çektiğim bir pazar sabahı yaşadım.Hala da öyle devam ediyor aslında..Pek bir dinginlik hakim evimize, birkaç saat önce Asya'nın klasik müzik cd'li kitaplarının eşliğinde Chopin, Mozart, Bach ve Vivaldi 'yi ağırladık. Biraz önce Elmo'nun komiklikleri geliyordu kulağıma şimdiyse çilek kızın maceraları eşlikçimiz.Ve arada bol bol resim yapıldı, polly bebekler misafirimiz oldu, simler oturma odasına saçıldı, yapılan simli çalışmalar büyüteçle incelendi...ana-kız karşılıklı öğlen yemeği yendi.Anne-babsının düğün cd sini izleyen Asya bize bol bol güldü :) Çoğu şey oldu ama genelde haftasonlarımızı daraltan o bol hayırlı diyaloglar yaşanmadı...bu pazar bir muhteşem oldu. Ben yine kitabımı alıp tembellik yapmaya gidiyorum ...:) nazar değmesin :)

Asya'nın en yeni videoları. Ben artık blogger'a çok zor video yükleyebiliyorum. O yuzden bu yöntemi seçtim :)




18 Nisan 2014 Cuma

Asya ???

Bugünlerde Asya pek hareketli, pek çılgın, pek inatçı, pek öykücü - şaka yaptım diye biten ilginç ve en çok da beni kızdırmaya yönelik anlatımlar-....büyüyor, değişiyor..bazen anlaması gerçekten zor bazen paylaşımları doyumsuz oluyor. Bize de uyum sağlamaya çalışmak kalıyor.:)


21 Mart 2014 Cuma

Ey özgürlük

Bu bir ortak yayındır. Bu konuya duyarlı birçok blogda bugün bu yazıyı göreceksiniz.
***
Özgürlüğümüz kısıtlanamaz
#TwitterBlockedinTurkey
T.C. Anayasası
VIII. DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA VE YAYMA HÜRRİYETİ
Madde 26
Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma haklarına sahiptir.
Dün gece yarısı ülkemizde anayasa ihlal edilmiştir. Uluslar arası bir sosyal paylaşım ağı olan Twitter’a erişim farklı mahkeme kararları ile engellenmiş, halkın kendisini ifade etme ve haber alma özgürlüğü kısıtlanmıştır.
T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan dün Bursa’da düzenlediği seçim mitinginde “Twitter mwitter, hepsinin kökünü kazıyacağız Uluslararası camia şöyle der, böyle der hiç umurumda değil. Herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü görecek.” dedikten ve Başbakanlık Basın Müşavirliği’nin “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bazı linklerin kaldırılmasına ilişkin mahkemelerden çıkarmış oldukları kararların uygulanması konusunda Twitter yetkililerinin duyarsız kaldıkları bir süreç söz konusudur. Mahkeme kararlarını umursamama, hukukun gereğini yerine getirmeme biçimindeki bu tutumda bir değişiklik gözlenmemesi halinde, vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için teknik olarak, Twitter’e erişimin engellenmesinden başka çare kalmayabileceği belirtilmektedir” açıklamasından sadece bir kaç saat sonra gece yarısı Twitter’a Türkiye’den erişim yasaklanmıştır. Internet servis sağlayıcılarına ulaşan mahkeme kararları ile Twitter’a ülke sınırları içinden erişim kapatılmış, mobil cihazlarda kullanılan 3G erişimi de aynı şekilde engellenmiştir.
Yasakların ve sansürün bir çözüm olmadığını, sosyal medyanın susturulamayacağını, özgürlüklerin sansür yoluyla kısıtlanamayacağını herkesin görmesi, bilmesi gerekir. Bunu dün gece Twitter yasaklandıktan kısa bir süre sonra DNS ayarlarında değişiklik yaparak veya VPN, Hotspot Shield gibi bazı programlar üzerinden mecraya giren milyonlarca Türk kullanıcısı da göstermiştir.
Sayıları 12 milyona yaklaşan Türkiyeli Twitter kullanıcıları #TwitterBlockedinTurkey etiketiyle konuyu bir saat içinde Twitter’da dünya çapında en çok konuşulan etikete taşımış,farklı etiketlerle gece boyunca TT listesinde kalarak, dünya kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Yasaklamadan sonraki ilk 4 saat içinde 2,5 milyondan fazla Türkçe tweet gönderildiği hesaplanmaktadır. Şu anda dünya basını Türkiye’deki Twitter yasağını öncelikli haber olarak vermekte, bunun özgürlükleri baltalama yönünde bir girişim olduğunu söylemektedir.
Biz, ülkemizin geleceğini oluşturacak çocukları yetiştiren anne babalar olarak Gezi Parkı direnişi ile tırmanan ve 17 Aralık süreciyle hızlanan şiddet ve sansür uygulamalarını esefle izlemekteyiz. Türkiye’nin gerçek demokrasiden gün be gün uzaklaşmasından, meclisinden medyasına, emniyet güçlerinden yargısına kadar her türlü sistemin çivisinin çıkmış olmasından derin bir endişe duymaktayız.
Dün geceki yasak kararıyla Türkiye dünya üzerinde Twitter’a erişimin engellendiği Çin dışındaki tek ülke olmuştur. Bunun utancı ve ayıbı bu yasağı getirmeye cesaret edenlere ait olmakla birlikte, ağırlığını omuzlarımızda taşımaktayız.
Bu ülkenin gelecek nesillerinin özgür bireyler olarak büyümesini en çok isteyen ve bunun için emek veren anne babalar olarak hükümetin son aylarda giderek artan baskıcı tavırlarını kabul etmiyor ve bu sansürü şiddetle kınıyoruz.
Herkesi gerek internet üzerinden, gerekse etrafımıza bu durumu anlatarak konuyu protesto etmeye ve nihai olarak da 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak olan yerel seçimlerde vatandaşlık hak ve sorumluluğu olan oy kullanma görevini mutlaka yerine getirmeye davet ediyoruz.
Blogger Anne ve Babalar

20 Mart 2014 Perşembe


6yıl önce bugün yine böyle çiçeklenmişken ağaçlar
pembe-beyaz bir kız doğdu
annesi ve babası adını Asya koydu
istediler ki içinde pek çok farklı kültür ve rengi birleştiren o kıta gibi birleştirsin ruhunda 
çeşitli güzellikleri, tahammülü olsun farklılıkların bütünlüğüne...
 adının anlamıyla, huzurla,sağlıkla,mutlulukla süreceĞin bir ömür diliyorum annem
İYİ Kİ DOĞDUN, BENİM OLDUN :)





19 Mart 2014 Çarşamba

muammalı hummalı çalışma



Doğumgünü davetiyelerimiz yazıldı




 pinyatamız  yapıldı





gerisi inşallah bol çocuk kahkahası


15 Mart 2014 Cumartesi

Tempodan sükunet ve derinliğe

sırasıyla günümü özetleyen iki resim



Bugün inanılmaz yoğun günlerden biriydi.Güne Asya'yla dışarıda kahvaltı ederek başladık saat 9' a geliyordu. Muhteşem bir sabahtı pırıl pırıl.İyi ki "Antalya'da yaşıyorum" u tekrar tekrar söyleten o muhteşem ışıklı günlerden biri.Sonra ben okula toplantıya gittim.Saat 10' a geliyordu. 11'de Asya'yı babasından aldım çünkü kreşinde çocuk gelişimi üzerine bir sunum vardı.O da arkadaşlarıyla oynamayı planlıyordu gittik. 12'yi biraz geçe çıktık.Saat 1'e doğru Asya'nın jimnastik kursuna doğru yola çıkmıştık.Kreşten çok sevdiği bir arkadaşının da aynı kursa yazılacağını bilmek Asya'yı inanılmaz sevindirmişti. Çocuklar 1-2.30 arası çalışırken biz iki anne de sohbetteydik...Çalışma sonrası malum yemek vesaire ve olmazsa olmaz bir park ziyareti ....4.30 a doğru parktan ayrılış çünkü Asya babamızın yoğun ısrarı ve kendisinin şaşırtıcı  ilgisi sonucunda karate-aikido'ya başlamıştı iki hafta önce ve çalışmanın bir günü maalesef jimnastik dersiyle aynı güne denk geliyordu.Ben yorulur her cumartesi gitmeyiz nasılsa derken heyhat karşımda bir enerji topu adeta yooo hiç yorgun değilim.Çok seviyorum jimnastiği karateyi keşke hergün olsa diyen bir bücür buldum..Tabi soluğu orada aldık. O çalışma da 6'ya doğru bitti.Toparlanma bir kaç ufak alışveriş falan derken 7.30 gibi eve girebildik. Ben soluğu yoga matında aldım bu yorgunluk anca atılır diye ...baktım Asya'da oturmuş karşıma bende yapacağım diyor.:) Seda Bağcan'ın muhteşem mantralarıyla yaptık birsüre ana-kız yogası.:) Elele tutuşup birbirimi ne kadar sevdiğimizi söyledik. Sonra Asya işi eğlenceye vurdu ama eğlencesi maalesef ayağımın altında dolaşırken dudağına gelen ufak bir darbeyle son buldu.Pek şikayet edip ağlamadı ama çekildi kenara oturdu :)
Bugün çok yoğun, dolu dolu ama aynı zamanda Asya'yla derin ve anlamlı sohbetleri yaptığımız bir gündü. Karşımıza çıkan bir iki duygusal krizi atlatırken Asya'yla özel günlerin anlamını (doğumgünü ve kutlamaları gibi-malum Asya'nınki yaklaşıyor ve çok heyecanlı her zamanki gibi) sevdiğimiz insanlarla paylaşılınca kıymetlendiğini ve böyle günlerin sadece kutlamak adına yapılan hediye-pasta ilişkisi olmadığını bizi mutlu eden şeylerle geçirdiğimizde de kutlamış olabileceğimiz konuştuk. Ve olayları tekrar tekrar deneyimlediğimizde anlamlarını yitirdiğini.(nedenarkadaşının yaptığı gibi hem kreşte hem evde hem de kursta doğumgününü kutlayamayacağımızı konuşurken) Hayatta mutlu olmak için ne kadar çok sebebimiz olduğunu hatırlattım.Mesela bugün onu mutlu eden ne kadar çok şey yapabildiğini, bunları tek tek düşünmesini istedim. Sonra mutluluk ve mutsuzluk kavanozları oluşturmaya karar verdim.Aynı ebatta iki kavanoza hergün o gün Asya'yı  mutlu eden ve mutsuz eden şeyleri yazıp atacağız. Mutlu olmak için birsürü sebebi olduğunu üstelik bunların illa çok büyük sebepler olması gerekmediğine yönelik farkındalığını güçlendirmeyi ve hayatındaki güzelliklerin olumsuzluklardan daha fazla olduğunu şimdiden içselleştirmesini istiyorum. Geçen gün pozitif düşünceyle ilgile bir program dinliyoruz derste.Öğrencilerime sordum gece uyumadan önce gününüzü düşündüğünüzde en çok neyi hatırlıyorsunuz diye çoğunluk negatif olayları diye cevap verdi.Gerçekten de en mutsuz olduğumuz günü hatırlamak çoğu zaman daha kolaydır en mutlu olduğumuz günü hatırlamaktan ve yoğun geçen bir iş gününün ardından akşam gözümüzü kapadığımızda nedense yaşadığımız ufak kriz anlarını hemen hatırlarız da arkadaşımızın kahvemizin yanına ikram ettiği o çikolatanın tadı birtürlü gelmez aklımıza.Oysaki bilimsel olarak da kanıtlanmış pozitif düşünen insanlar daha az hastalanıyorlar ya da daha çabuk iyileşiyorlar hastalandıklarında. Sırf bunun için bile değer bu konuda kendimizi gerekirse eğitmeye.
Karamsarlığın hergün ruhumuza somut olaylarla kaçınılmaz bir şekilde zerkolduğu kaygan politik zeminlerin ülkesi ülkemde belki haydi takalım Pollyanna gözlüklerimizi gibi oluyor pozitif düşünelim tavsiyesi, fazla hayalperestçe.Benim kastettiğim uçarı kelebek neşesi değil- ki o da aslında gerekli ama- bilinçli bir şekilde seçerek yüreğimizi sıkarken bile demirden bir el "inadına yaşamak" gibi seçmek, cımbızla ayıklamak gerekse bile bulmak hayatımızdaki mutluluk sebeplerini .Çünkü lüksümüz yok; gencecik bedenler elveda derken hayata, bizim gündelik ıvırzıvırı dert diye baştacı yapıp, sızlanmaya hakkımız yok.

Belki Asya henüz sadece altı yaşında ama kocaman bir yüreği ve pırıl pırıl bir aklı var her çocuk gibi. Ve ben hep şunu farkediyorum çocuklar zeka ve duyarlılıklarına saygı duyulduğunda sizinle çok daha yakın çok daha samimi bir biçimde ilişkileniyorlar. Yoğun geçen günün en güzel kazanımıydı bu sohbetler benim için, günün tüm yorgunluğuna değdi.
 





22 Şubat 2014 Cumartesi

dolu dolu haftasonu

Sen nasıl güzel birşeysin ya..:)
Bu hafta Asya'nın hayatında pek çok ilk gerçekleşti.Öncelikle merakla beklediğimiz birşey oldu ve Asya'nın ilk dişi düştü.Ama dişin akibeti meçhul :)Asya yemek yiyordu, sonra yok ...yutmadım diyor ama ...:) Diş perimiz o gece ziyarete geldi tabi...
Sonra Asya ilk kez senfoni orkestrası konserine gitti. 20:30 başlayan konser onun için geç bir saate denk geliyordu bu yüzden yarım saat sonra uyudu.Ama fonda en azından Bach vardı :)
Ve bu gece yine bir konsere geldi anne ve babasıyla Ayhan Sicimoğlu Latin All Stars konseriydi.Yine yarım saat sonra uyudu, bu sefer fonda Küba ezgileriyle ama :)
Bugün de babasıyla hayvanat bahçesine gitmişler ben eğitimdeyken okulda Asya tüm hayvanların üzgün olduklarını söylemiş... :( Aslında hayvanlara eziyet yapıldığını düşündüğüm hiçbir ortama destek olmamak da adına Asya'yı götürmüyorum.Bunların başında sirk ve yunus gösterileri geliyor.Asya'ya da sebebini anlayabileceği bir dille açıkladım.O da arkadaşlarına biz sirke gitmiyoruz hayvanlara kötü davranıyorlar diyor. Sanırım bu da son hayvanat bahçesi ziyareti olur...(ördekler nispeten mutlu göründüğü için fotoyu koydum ve çooook güzeller)


:)

namaste


KKöşe bucak Antalya

Antalya'nın endemik biktilerinden Asya'nın en sevdiği

kaleiçindeki bir antikacıdayız...eski bir medrese kapısı önünde durduğumuz...kimbilir hangi hayatlara açıldı yıllarca

Ağaçlar üşümesin




son günlerde 1



Asya!dan el emeği göz nuru

 İki kuzenin haftasonu kaçamağı :) kim demiş Antalya'ya kar yağmaz diye ..

biraz da müzik

18 Şubat 2014 Salı

hem çalarım hem söylerim

Haftada bir gün müzik dersine gidiyoruz 3-4 aydır.Tabi evde de çalışmamız gerekli.Asya genelde istekli olsa da bazen çizgi film izlemeyi daha cazip bulabiliyor haliyle :). Akşam da öyle bir akşamdı.Kuzuyu zor ikna ettim piyanonun başına oturmaya ama sonra unuttu bu ruh halini ve zevkle çaldı bugüne kadar öğrendiği tüm parçaları( 10-15 tane paçamız var) Neyse baktım sıra London Bridge'e geldi bizimki hem çalıyor hem söylüyor.Kaydetmek istedim ama bir iki sorun cıktı derken Asya parçayı 5-6 defa çalmak zorunda kaldı tabi sıkıntı had safhada işte netice bu :)  

8 Ocak 2014 Çarşamba