21 Nisan 2010 Çarşamba
havasına suyuna, taşına toprağına ....
benim küçük deniz şehrimde, çocuk olmak gün boyu dışarıda oynamak, yaşlı teyzelerin bastonlarına hedef olmak pahasına komşu bahçelerden erik çalmak, ağaçlara tırmanmak, duvarları aşmak, o arka mahalledeki büyük dut ağacının dallarından sallanmak, yakar topla kızaran kollar bacaklar, küçük mermer parçalarıyla oynanan seksekler, kemik aşıklar minik lastik toplar, ağaç dallarından yapma bebeklerle oynanan evcilikler, çamurdan yapılıp kurutulan kapkacaklarda pişirilen hayali yemeklerle ağırlanan misafirler demekti.... eski hurdaya dönmüş kamyon kasasında sahnelenmesi planlanan ama utangaç bir arkadaşın "sahne" korkusu nedeniyle iptal edilen o tiyatro oyunu, yukarı mahallenin çocuklarına satılan biletlerin geri verilmesiyle uğranan o ilk hayal kırıklığı demekti.... turk filmleri hayranı o arkadaşın gazeteden kestiği Türkan Şoraylarla Cüneyt Arkınları öpüştüre ağlata oynattığı öğleden sonra "arkası yarınları" demekti... pazar sabahları radyo başında dinlenen piyesler ..ve en son bölümlerde her zaman elektrik kesintisi demekti ....çocuk olmak kiraz mevsimi kulaklara takılan bir çift kiraz, erik mevsimi tuza banarak yenen en tazesinden ekşi erik ve arkasından bol karın ağrısı, üzüm mevsimi, öncesinde daldan koruk koparılan bitiminde bahçelerde içinde kaynayan kazanlardan parmak daldırılıp yenen bulama , kış mevsimi damlardan sarkan buzlar, portakal sandıklarından kızaklar, içine hep ve her zaman su alan botlar demekti ...
her gün cizgi film izlemek degildi cocuk olmak demek, istedigin meyveyi istedigin her zaman yemek degil, istedigin oyuncagıysa hic degil o yüzden uyunurdu yeni giysiler ve pabuçlar başucuna konup bayram akşamları, o yüzden sayılırdı tekrar tekrar bez mendillerin arasındaki bayram harçlıkları..
cocuk olmak bol neşe, kahkahaydı ama beklemekti de hasret kalmaktı....
şimdi bu büyük deniz şehrinde büyüyor kızım .... Asya için çocuk olmak hergün dışarıda koşmak, parka gitmek demek, denize çakıl atmak, kumda oynamak,bol kahkaha dans demek ... ama daha çok gidebilmeli küçük deniz şehrime ah keşke kiraz mevsiminde ... ya da kışın doğa beyaz örtüsüne büründüğünde ..daha çok gidebilmeli dokunabilmeli Asya, az da olsa annesinin tarihine...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder